KARDELEN VE HERCAİ
Çok uzun yıllar önce iki kır çiçeği bir birine aşık olurlar.
Her bahar onlarda diğer çiçekler gibi açıp güneşe merhaba derler. Fakat bir bahar
başlangıcı bu çiçeklerden biri diğerine biz diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım
herkesin kaçtığı soğuk günlerde açalım ki bütün doğa bize ait olsun. Der…
Ve ikisi de o bahar açmamaya karar verirler. Biri açmak için kışın ve karın yağmasını beklerken diğeri ise o yaz açar.O gün bu gündür karda açan ve sevgilisini bekleyen çiçeğe kardelen sevgilisini yarıda bırakan çiçeğe de hercai derler..
Kardelen hep sevgilisini bekler durur gelmeyeceğini bilse de
Kardelen söz verilmiş aşkların öyküsüdür….
(kemal)
Seyduna ile Şahrud
Yitik öyküdür
tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan
iki ayrı yürekte durmadan kanayan
Seyduna’yla Şahrud
yüreklerin akarken bıraktığı izi
birbirlerinin gözlerinde aradılar.
yoktu.
İki iklim farkıydılar
ne zaman göz göze değseler
yangın çıkmayacak denli uzaktılar.
Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı
üçüncü bir kente düşmüş suretleri
Şahrud gökyüzü geliniydi.
Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri.
Bir solukluk rüzgârda bile
usul usul kanardı gelincik bedeni.
Seyduna yeryüzü cehennemi.
Ölüm, çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını
yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı,
onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi.
İki iklim ayrıldılar.
“ya Şahrud!” dedi Seyduna
“gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm.
Ardına bakma, gözyaşımla vurulursun.
Su gibi git.”
Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu
ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu.
Hüzün bir buda heykeli gibi çırılçıplak,
yüzlerine oturdu.
Rivayet odur ki,
Şahrud vardığı denizlerde hala
Seyduna türküleriyle uyanmakta,
Seyduna, sahrud’un gözlerinden kalan
masalla yaşlanmakta.
(Seyduna türküleri)
Yüksek yüksek tepelere
Çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde yabancı köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp yabancı köyüne götürür.
Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış.
Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür.
Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır.
Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.
Kırmızı gül demet demet..
Ali diye bir oğlan varmış zamanında.Savaş patlak vermeden evvel gönül vermiş bir güzele, evlenmiş ve evliliğinin daha kırkı çıkmadan askere çağrılıvermiş.Ali sevdiğini anası ile bir başına bırakıvermiş ve askere gitmiş.Ali askere gitmesinden epey bir süre geçmesinden sonra savaşın bittiği haberi gelmiş köye Ali'nin anası ile sevdiği mutluluk sarhoşu olmuşlar.Ali'nin içinde bulunduğu grubun şehre dönüş tarihi belli olmuş bunun üzerine anası ve karısı başlamışlar hazırlığa.Ve o gün geldiğinde anası demiş ki:
"Kızım ben gidip tren istasyonunda bekleyeyim oğlumu sende hazırlıkları tamamla evde" deyip tren istasyonun yolunu sabahın köründe tutmuş.Anası başlamış beklemeye.Bir tren gelir biri gider ve oğlan gelmezmiş.Anası hava kararıncaya kadar beklemiş ve oğlan gelmemiş.Umudunu kesen ana evin yolunu tutmuş.
Eve geldiğinde gelinin odasında sesler geldiğini duyup kapıya yanaştığında içerde bir erkek olduğunu anlar.Bizim Anadolu'nun anası namusunu kirli bırakır mı içerden tüfeği kaptığı gibi odaya dalıverir ve yorgana doğru boşaltır mermileri.Ortalık kan gölüne dönmüştür.O arada yorgan sıyrılıverir yatağın üstünden.Birde ne görsün iki yıldır askerde olan oğulcuğu ile ona gözü gibi bakan gelini yatağın içersindedir.Meğersem anası istasyonda beklerken görememiştir oğlunu, oğlanda koştura koştura eve gitmiş ve sevdiceğini yalnız bulunca dayanamamıştır.Bundan sonra ana az olan aklını da yitirip yollara düşer ağzında bir türkü;
Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet
Gitti gelmez o muhannet
Şol revanda balam kaldı
Kırmızı gül her dem olsa
Yaralara merhem olsa
Ol tabipten derman gelse
Şol revanda balam kaldı
Kırmızı gülün hazanı
Ağaçlar döker gazeli
Kara yağızın güzeli
Şol revanda balam kaldı
Hastane Önünde İncir Ağacı
Komşu kızı ile beşik kertmesi olan bir genç askerde vereme yakalanır. Hava değişimi olarak Yozgat’a (Akdağmadeni) gelir. Sözlüsünün ailesi gence kızlarını göstermek istemez. Genç tedavi için İstanbul’da hastaneye yatar, pencereden gördüğü incir ağacından aldığı ilhamla bu türküyü söyler. Yakalandığı amansız hastalıktan kurtarılamayarak hastanede ölür. Ailesi cenazesini Yozgat’a getiremez. İstanbul’da kalır.
Hastane önünde incir ağacı
Doktor bulamadı bana ilacı
Baştabip geliyor ölümden acı
Garip kaldım yüreğime dert oldu
Ellerin vatanı bana yurt oldu
Mezarımı kazın bayıra düze
Yönünü çevirin sıladan yüze
Benden selam söyleyin sevdiğinize
Başına karalar bağlasın yansın
Burbet elde kaldım diye ağlasın
Kütahya'nın Pınarları,
Bundan 100-120 yıl önce Kütahya'da bir ailenin genç yakışıklı, sözü dinlenir, temiz kalpli bir oğulları varmış. Orta halli bir ailenin de güzel, boylu poslu uzun saçlı bir kızları varmış. Kız biraz hoppa olduğu, ele, avuca sığmadığı için arkadaşları ona "deli düve" ismini vermişlerdi (düve: buzağı doğurma zamanı gelmiş yeni ineklere bazı yerlerde düve denirmiş). İşte genç yakışıklı delikanlı deli düveye aşık olmuş. O zamanlar deli düve adı dillere destandır. Genç, deli düveyi ailesinden ister, fakat kızı vermezler. Kızla genç gizli gizli buluşurlar. Bunu duyan kızın ailesi razı olur ve kızla genci evlendirirler. Fakat gençlerin saadetleri uzun sürmez, bu kızın güzelliğini duyan gören zamanın delikanlıları kendilerini reddeden kızın kocasını hem kıskanır hem de ona kin bağlarlar.
Aradan hayli zaman geçer bu genç ve güzel gelin bazı delikanlılar tarafından tehdit edilmeye başlanmıştır. Delikanlılar "kocandan ayrılacaksın yoksa seni dağa kaldırırız, kocanın da gözlerini kör ederiz" diye kıza haber salmışlar. Genç kadın önceleri aldırmaz ve kocasından saklar, onu sevdiği için bir türlü kötülük etmelerine razı olamaz ve delikanlılara şöyle haber yollar " Ne olur, kocamı rahat bırakın. Ona dokunmayın ne isterseniz yapayım" der. Bunu haber alan gençler kadını kaçırmaya karar verirler. Aracı kadına "biz istediğimizi çeşme başında söyleyeceğiz. Oraya kadar gelsin" derler. Bunu duyan gelin meraktan çatlayacak bir duruma geldiğinden çeşme başına gider. Çeşme başına giden delikanlılar tuzak kurarak kadını kaçırırlar. Kadın bu sırada çığlık atar o sırada kadının kocası olan Asalıoğlu sesi duyarak koşarak gelir. Kadının kocası ile diğer gençler arasında kanlı bir kavga olur ve Asalıoğlu ölür. Gençler kızı dağa kaldırmıştı öte yandan oğullarını kanlar içinde yattığını gören gencin ana ve babası saçlarını başını yolarlar.
Kütahyanın pınarları akışır
Devriyeler kol kol olmuş bakışır
Asalıya çuha şalvar yakışır
Aman aman Vehbim öylede böyle olurmu
Ah ben ölürsem dünya sana galırmı
Salın gelip musallaya dayandı
Gar beyaz Vehbim al ganlara boyandı
Seni vuran oğlan buna nasıl dayandı
Aman aman Vehbim öylede böyle olurmu
Ah ben ölürsem dünya sana galırmı
|